“Bölgenin geleceği ile ilgili tüm çizgiler TÜRK GÜCÜ’ne çıkıyor” – Tenzile Rustemhanlı yazıyorbackend

“Bölgenin geleceği ile ilgili tüm çizgiler TÜRK GÜCÜ’ne çıkıyor” – Tenzile Rustemhanlı yazıyor

  • whatsapp
  • messenger
  • telegram
  • vkontakte
  • odnoklassniki

Dünyaya hâkim olmak isteyenlerin güç ve zorlama yoluyla kendi dayatmalarını uygulamak istediği bir dönemde Azerbaycan diplomatik bir başarı formülü yazdı.

Uluslararası hukukun, BM kararlarının bile işlemediği bir ortamda, 44 gün içinde hakkı ve adaleti yeniden tesis eden Kahraman Ali Başkomutan bu kez siyasetin yeni dersini verdi. “Demir Yumruk” Lideri bu defa tankla değil, tedbirle, askeri teknikle değil, lider kabulüyle, karanlık mekanlarda değil, Kongre Merkezi’nde zaferini gösterdi. Hem de sadece kendi adına değil, tüm Müslüman-Türk dünyası adına!

Hankendi’de düzenlenen uluslararası konferans, iki asır boyunca emperyalizm tarafından sömürülen, hakları çiğnenen bütün bir kıtanın – Yakın ve Orta Doğu’nun dünyaya bir Hankendi mesajıydı. Azerbaycan’ın Vatan savaşında kazandığı zaferle oluşan yeni siyasi düzen, Azerbaycan-Türkiye ittifakının doğrudan çıkarlarıyla şekillendi. İki kardeş ülkenin liderleri Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Recep Tayyip Erdoğan, “Bir millet iki devlet” gerçeğini, Türk milletinin Anadolu’dan Altaylar’a uzanan siyasi merkezi haline getirdiler.

Hankendi zirvesinde de Türkiye liderinin katılımı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile samimi iletişimi başlayan yolun kararlılıkla devamıydı. Tarih boyunca hep Azerbaycan ve Türkiye ile yakın dostluk ilişkileri içinde olan, nükleer silah ve büyük askeri güce sahip Pakistan’ın da bu ittifakın yanında olması özel bir detaydır. Bu anlamda, etkinlik kapsamında üç lider arasındaki samimi sohbet sırasında Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in İlham Aliyev’e “Burada bir ev bana, birini de Recep Tayyip Erdoğan’a yapmalıyız” demesi, üç ülkenin ne kadar yakın ve birlik içinde olduğunun mesajıydı.

Türkiye, Özbekistan, Pakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Afganistan liderleri ve temsilcilerinin Hankendi’ye gelmesi, bir yandan Azerbaycan ile dayanışmanın göstergesi olurken diğer yandan bölgede artık yeni bir güç merkezi olan Türk Devletleri Teşkilatı’nın ve onun bölgesel nüfuzunun somut kanıtıydı. Bu bağlamda üzerinde özel durulacak nokta Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti liderinin Azerbaycan’a davet edilmesi ve diğer Türk dilli devletlerin zirvesine katılımının sağlanmasıdır. Kuşkusuz bu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in girişimiydi ve Kıbrıs Türk bayrağının, dünyayı fetheden Türk atlılarının elinde diğer dost ülke bayrakları ile birlikte görkemli bir defilesi “Kıbrıs bir Türk devletidir ve bizimle beraberdir!” mesajıydı.

Bir süre önce Orta Asya Türk devletlerinin bu konuda aldıkları pozisyonla ilgili planlar, işte o atların ayakları altında yok edildi! Dünya savaş tarihinde özel bir iz bırakacak Şuşa operasyonunu gerçekleştiren, 23 saat içinde tek bir sivil Ermeni’yi bile incitmeden Hankendi’yi kurtaran Zafer Ordusunun Kahraman Komutanı, bu kez tek bir kurşun atmadan en kurnaz düşmanları bile nasıl susturacağını gösteren jeopolitik bir ustalık sergiledi.

Hankendi zirvesi sadece Kıbrıs üzerinden değil, bütünüyle Türk dünyası üzerinden “Yalnız değiliz!” mesajıydı.

Avrasya Ekonomik Birliği’nin Minsk’teki forumunda hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev’i bu kuruma üye olmaya ısrarla davet edip sözlü baskı yapmışlardı. Ardından Kremlin, Kırgızistan’dan “Rus diline özel statü verilmesi” ve bu ülkelerde yaşayan Slav kökenli insanların yerel devlet dilini öğrenme zorunluluğunun olmaması taleplerini gündeme getirmişti. Aynı yerden Kazakistan da “ülkenin kuzey vilayetlerinde yaşayan Slav çoğunluğun hakları” gerekçesiyle şantaj edilmişti. Azerbaycan’ın maruz kaldığı provokasyon ve tehditleri bu yazıda saymak gereksiz. Tüm bunların fonunda Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın konuşması hem açık destek hem de bölgesel güçlerin koordinasyonu mesajlarını içeriyordu. Onun “Gerçek kardeşler gibi bu bölgeyi barış ve kalkınma alanına dönüştürmekten mutluyuz” ifadesi, İsrail-ABD-İran çatışmasının bölge için yarattığı tehlikeye dikkat çekmesi, bölgenin istikrar garantörünün burada bulunan devletler olduğunu gösteriyordu. Yakın ve Orta Doğu’da Türk-İslam adına yeni bir güç merkezi doğuyor ve bu platforma ne ABD ne Rusya dahildir. Bu büyük bir güç demektir. Sadece Pakistan ve Türkiye’nin öncü devlet olduğu askeri blok kendisini ve üyelerini tüm tehditlerden koruyabilir. Azerbaycan, Özbekistan ve Kazakistan’ın zengin maddi kaynakları, ekonomik gelişme potansiyelleri de buna eklenince bölgede yeni güç merkezinin gücü belirleyici olacaktır.

Özellikle üzerinde durulması gereken önemli noktalardan biri, Hankendi zirvesinde Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İran Cumhurbaşkanı Masud Pezeshkian’a “Memleketine hoş geldin” demesiydi. Tebrizli bir Türk’ün Hankendi’de görünmesi hem sembolik hem stratejik bir mesajdır. İran artık bölgede yıllarca birlikte hareket ettiği Rusya’nın eskisi kadar güçlü olmadığını, hatta İsrail-İran çatışmasında beklenen sertliği görmediğinin sonuçlarını anlamış durumda. Fars şovenizminin bölgede baskın olmasına karşı içeriden de itirazlar var. Pezeshkian’ın Hankendi ziyareti, Azerbaycan ile ilişkilerin yeniden inşası, bölge dengesi ve Türk dünyası ile yakınlaşmanın işaretidir. Başka bir deyişle, bölgenin geleceği ile ilgili tüm yollar TÜRK GÜCÜ’ne çıkıyor! Bu gücün önde gelen liderlerinden biri Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’dir.